LiveZilla Live Help
LiveZilla Live Help

Blog öğesinini yazıları 'anne'

BANA BİR MASAL ANLAT BABA 01.07.2015 / BÜYÜYORSUNUZ, BÜYÜYORUM - 1 Temmuz 2015 Çarşamba

                                                                                                                                                                                   01.07.2015 Çarşamba

                                                                                                                                                                                                              03:35

   

     Hikayelerim vardı bir zamanlar. Geceler boyu, oturup da yazdğım... Şarkılar vardı saatlerce dinlediğim. Bıkmadan usanmadan... Zaman geçti,şimdi yine gecenin bir vakti oturduğumda siz, hepiniz uyuyorken; kaç zamandır eskiden dinlediğim şarkıları dinlemediğimi farkettim. Ne zamandır yazmadığımı; yaşadığım, biriktirdiğim hikayelerimi... Hatta sana yazmaya başladığım günlüğüne bile uzun zamandır tek bir kelime katmadığımı. O yüzden, bir kaçamak yaptım kendime bu gecenin sabahında. Hikayeler birikti uzun zamandır yazmayalı. Sözler birikti. Yaşamlar, hayatlar, olaylar birikti... Şimdi sabahın sessizliğinde, yazmanın vakti yeniden galiba. Biraz  “Elif için mama vakti” kısa bir ara verip, yazmaya devam ederim herhalde... Efkar mı bastı gecenin bir yarısı? Kimbilir, belki öyle, belki değil.                 

  Beş  ayı bitirdik seninle başlayan hikayemizde.  Gazın, kusman, çişin, kakan, fön makinesiz uyumaman derken nasıl da geçiverdi zaman... Şimdi Güzel bir gülümseme yerleşti suratına. Gak diyene kahkaha , guk diyene neşe satıyorsun bugünlerde. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                   Kucağa doyamıyorsun, inmiyorsun hatta.  Uyandığında beşiğinde, kendi kendine anlamsız sesler çıkarıp kendini oyalıyorsun da, göz göze geldiğimiz anda, kucağa gelmek için başlıyorsun ağlamaya... Sen de işi öğrenmeye başladın yavaş yavaş.  Sızlanmıyorum.  Büyüyorsun...  Günden güne sendeki değişimi görmek, gözlemlemek  anlatılması kolay olmayan bir mutluluk...                                                                                                                    

                   Doğumunu beklerken hayaller kurardık,” 3 ay sonra kucağımızda olacak, 7-8 ay sonra emekleyecek birileri olacak şimdi bu evde” diye. Aşama aşama geliyoruz işte o günlere. Dedim ya, Büyüyorsun...

                   Büyüyorsunuz...  Sen büyürken, ablan büyürken,  Ben de büyüyormuşum meğer. Şimdi mi farkettim bunu?  Galiba evet... Yeni fakettim.  Sizi kucağıma alıncaya kadar, Oyun gibi geliyordu bir bebek düşüncesi...  Hiç bir bebekle 24 saat geçirmemiştim ki. Gördüğüm Tüm bebekler ya uyuyordu, ya da gülüyordu.En fazla bir saat sonra kendi evine gidiyordu nihayetinde.    Ama meğer ağlıyormuşsunuz  hem de neredeyse tıkanana kadar. Hem de uykunun en tatlı yerinde. Hem de ertesi  sabah erken kalkmamız gerekirken. Şikayet etmek için yazmıyorum elbette ki.  Sadece bunlara kapılıp gitmişken, mamanın biteceği zamanı hesaplayıp, bir gece ansızın başka bez kalmadığının farkına varmış, nöbetçi eczane ararken; hızla geçip giden saatlerin, günlerin farkına varmıyorsun...  Öyle bir kapılıp gidiyorsun ki bu akışa, hayatından giden zamanı anlayamıyorsun...

                   İşte bu arada, bir kaç gün önce bir şey farkettim. 35 yaşındaymışım meğer ben... Ama daha kısa bir süre önce “Bi 18 olsam da...” diye cümleler kuruyordum.  Hangi ara açıldı o 17 senelik fark anlamadım.

                   “Ne kadar da çabuk geçiyor zaman” diye başlayan hikayelerim çok olmuştu.  Ama hiç bugün ki  kadar gerçek hissetmemiştim, o çabuk geçen zamanı.  

                   İşte bu kadar hızla eriyen saatler, günler ve hatta aylar,yıllar  içinde, yazdığım hikayeleri de, dinlediğim şarkıları da unutmuşum meğer...

                   Ama dedim ya, şikayet değil bu. Siz büyüyorsunuz, ben de... Her anın farkında olarak büyümezsen; unuttuğun, atladığın anlar birikiyor, zihninin bir köşesinde. Hayıflanıyorsun sonra, farkında olmadan geçip giden zamana... O yüzden dolu dolu yaşamak, büyüdüğünü bilerek yaşlanmak gerekiyor galiba her anında.  Zaman zaman bu keşmekeşin  içinde unutsan da bu gerçeği, yazmak arada hatırlamaya yardımcı oluyor işte...  Ve hep söylediğim gibi siz, çok daha şanslısınız, hatırlayamadığınız anları bırak fotoğraflarda görmeyi, izleyebileceksiniz bile...

                   Farkındayım senin günlüğünde bu sefer, başrolü kendime ayırdım... Seni anlatmam gerekiyordu, ama bu gece sen beni dinleyeceksin.  Napalım, yaşlıların çenesi düşüyor bazen...

                   Ha bu arada, nerden esti birden bu kadar?   Ablanın yıl sonu gösterisi vardı bir hafta önce...  Tıpkı senin gibi 3,5 sene önce, gazıydı falan gece yarılarına kadar bizi uykusuz bırakan bebek, sahnede şarkılar söyledi  o gün. Daha dün “Çok mu geç kaldı  konuşmak için, hala cümle kuramıyor.” dediğimiz kız, Sahnede dans edip şarkılar söylüyordu... E haliyle Efkarlandı kız babası... Şimdilik bu videoyu seyret sen, bir kaç gün sonra bu gösterinin hazırlık aşamaları ile ilgili anlatacaklarım var.... Ama artık mama vaktin geldi. Onları da bir başka akşama yazarım....

 

 

 

                                                                                                                                                          İyi geceler...

Yorumlar (0)
Bookmark and Share
BANA BİR MASAL ANLAT BABA 23.04.2015 / UYU KIZIM YAHU, KİME ÇEKTİN BİLMEM Kİ! - 23 Nisan 2015 Perşembe

                                                                                                                                                                                       23.04.2015 / Perşembe

              Böyle de uyku olmaz ki! Daha doğrusu böyle de uykusuzluk olmaz ki… daha 3 aylıksın. Uyuman lazım senin.  Hani ‘Uysun da Büyüsün, ‘ misali yani… Uzun bir gün sonunda çalışmış, etmiş; kafa kazan, eve geliyorum, Aha!  O da ne… Annesinin kucağında, faltaşı gibi iki göz… Annen de benden daha bitik bi hal…. ‘Bütün gün kucağımdaydı…’  deyince, ‘E iyi ben alayım biraz da kucağıma’ diyorum… Nasıl olsa 10 dakika içinde uyursun diye geçiyor aklımdan. Ama yarım saat,  bir saat derken…  ‘e sabah ben erken kalkacaktım yahu!’ saat olmuş sabahın 3’ ü…

             Kucaktayken sorun yok uyuyorsun ya da uyuyor gibi yapıyorsun onu anladım da, niye illa ayakta olmamız gerekiyor onu çözemedim. Oturduğumuz anda başlıyorsun kıpırdanmaya…. Sonrası malum. Önce kıpırdanmalar başlıyor, sonra gözler açılıyor, en sonunda ciyak ciyak ortalık. Haydi bakalım başa sarıyoruz. Buyurun ayağa, salonu turlamaya…              

                  İyi alıştırmışınız siz bu çocuğu kucağa diyorlar bazen. Ama bu ne annenin, ne de benim alıştırmam.  Babane ve ananenin eline su dökemeyiz bu konuda… Gerçi onlar hala kabul etmeseler de… Benim aslında pek bir şikayetim yok bu konuda, ama olan annene oluyor bu sefer.                              

                  Hep yazdım ya burada daha önce sana, ablanda bütün işi eve taşımıştım, evde annenle iş bölümü içinde götürdük ne güzel ablanın bu zamanlarını. Ama (İşte bu da senin talihsizliğin belki de,) bu sefer evde değilim çoğu zaman ve annen tek başına… Ablan da kreşten gelince, oooo çok şenlikli bir ev hali ortaya çıkıyor…Sürekli kucak isteyen sen, annenle vakit geçirmek isteyen ablan…

                 Ama olmaz ki arada uyuman lazım… Öyle senin yaptığın gibi 15 dakikalık şekerlemeler değil. Ablan senin kadarken uyurdu iki saat uyanmazdı… Tamam kabul ediyorum 5 parmağın 5’i de bir değil ama… Kime çektin diyecek oluyorum, uykusuzluk konusunda kime çektiğin anılarla sabit. Herkesin dilinde… Hala anlatır bütün sülale…

                   Etme bula dünyası mı desem, babanenin, dedenin ahı mı desem bilemedim. Ah etmemişlerdir tabi de, (şaka bir yana,) babanen anlatırdı. ‘Gece boyu sallardık. Tam uyudu deyip yatağına alacakken, başlardın ağlamaya’ diye. Aynısını yaşıyoruz şimdi yahu… İşin kötü tarafı, 2 sene sürmüş bu böyle. Nasıl dayandınız diyordum. Şimdi bizzat dayanıyorum, dayanıyoruz... Başa gelince çekiliyormuş demek ki…

                Yok yanlış oldu aslında… Başa gelen çekilir kötü bir tanım olmuş. Benim için iyi bile oluyor aslında.  Sabahlara kadar çalışırken, sen de uyuman gereken normal saatlerde uyusan, herhalde hiç göremeyecektim, gülüşünü, yeni yeni atmaya başladığın kahkahalarını… Şimdi tam höt desen güldüğün, zöt desen kahkaha atttığın, görülmesi gereken bir zamandasın… O yüzden geç geldiğim saatte uyumuyor olman benim içinde bir şans aslında. Konuşuyoruz. Sohbet ediyoruz. Tamam pek anlamlı olduğunu söyleyemem ama, çok keyifli… Hatta dün gece, ne kadar komik bir insan olduğumu fark ettim.  ‘Ööööö ‘ demem bile çok komikmiş… Yarım saat buna nasıl katıla katıla güldün anlayamadım ama L En azından keyifle seyreden ve kahkahalar atan  bir seyircim var garanti…. E o da bana yeter zaten… Berbat şarkılarımı dinleyen bir ablan, Kötü şakalarıma gülen sen ve en güzeli hepimize sabreden bir annen var… Daha ne olsun ki? Şükretmek lazım bazen… Yoksa uyku birkaç sene sonra da olsa uyunur…                                         

Yorumlar (0)
Bookmark and Share
BANA BİR MASAL ANLAT BABA 09.09.2014 - 8 Nisan 2015 Çarşamba

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                             09.09.2014 / 13:25

 ‘Ya çabuk geçsin diyeceğim bugün için; ya da dursaydı şu an, keşke hiç akmasaydı zaman... Kara bulutlar açılsa, güneş gösterse yüzünü aradan’

Diye yazmıştım twitter’ a Allah’ a şükür dünkü sıkıntımdan eser kalmadı. Doktordan geldik biraz önce. Tam net göstermedin kendini ama, az da olsa bir fikrimiz oldu.smiley Elini koymuştun başına. 3-4 defa da ağzını açıp kapadın. İlkkez karşı karşıya geldik seninle... Dün yazmıştım ya bazen içinden gelenler kolay dökülmüyor satırlara diye.... İşte öyle bi an bu da. O mutluluğu hangi kelime anlatabilir ki küçüğüm. Hele ki sağlıklı olduğunu bilmek... Şükürler Olsun Allah’ ıma. Annen mi o yaklaşık 15 dk.yı ağlamakla geçirdi. Sulugöz bi annen var haberin olsun... Onu susturmaktan ben ağlayamıyorum.... Neyse bugünlük bu kadar, rahatladım.... Öptüm seni (saçma Bi cümle oldu) Öpücem seni .... smiley                                                                                                                                                         

                                                                                                                                                                 13:31

Yorumlar (0)
Bookmark and Share
BANA BİR MASAL ANLAT BABA 08.09.2014 - 7 Nisan 2015 Salı

'SEN İSİM SEÇERSİN, HERKES FİKİR VERİR'  

                                                                                                                                                                                                               08.09.2014 / 17:17

            Arya diye seslensem mi artık sana? Yok yok ben daha tam karar vermedim ki! Annen baya benimsedi bu ismi gerçi ama benim hala net değil kafam.... Bir de üstüne üstlük bugünlerde yayınlanan bir dizi de bununla ilgili bir espri yapılınca da, halan pek benimseyemedi bu ismi.... Benim öyle değişik bir isminiz olsun, aman kimsede bulunmasın gibi bir derdim yok. Sadece güzel olsun yeter ama tabi zor bir iş bu... 'ARYA' valla bilemedim ben de daha....

         21. haftanın içindesin artık. Haftaları sayar olduk. Aslına bakarsan ablanın ilk çocuk olmasının verdiği bir hevesle, bugünler daha zor geçiyordu. Ya da daha doğru bir ifade ile geçmek bilmiyordu. Senin sürecin biraz daha hızlı ilerliyor gibi. Biz farkında olmadan geçiverdi işte 5 ay.  Daha da hzılı geçecekti belki ama, işte daha önceki günlerde de yazdığım gibi, azıcık korkulu anlar var bugünlerde sana dair.  Yarın 11:45 ‘te detaylı Ultrasonda sana bakıcaz ilk kez. İlk kez diyorum çünkü Normal ultrasonda görünenden çok farklı bir görüntü detaylı ultrason. Bize geleceğin gündeki görüntüne en yakın halini görebileceğiz.  Ablanda da heyecanlanmıştım hatırlıyorum. Kime benziyor, Elleri, ayakları, nasıl vs vs, diye...

         İşte yarın gerçeğe biraz daha yakın bir görünümde seninle buluşacağız. 3 ya da 4 haftadan uzun bir zamandır, hayatımda bugüne kadar ettiğim dualardan daha fazlasını senin için ettim. Senin sağlığın ve hayırlısıyla kucağımıza gelebilmen için. Kelimeler çok çabk dökülüverir genelde zihnimden satırlara.  Ama şimdi öyle bir yerdeyim ki,  ne zaman akıp geçiveriyor bu anda, ne de kelimeler dökülüveriyor zihnimden... Tek dileğim, dediğim gibi seni sağlıklı bir şekilde görebilmek yarın hayırlısıyla... Tüm şüphelerin, olumsuzlukların senden uzak olduğunu bilmek için...  o yüzden geçmek bilmiyor bugün... Sabahtan beri gelip oturduğum koltuğumda, elim işe gider gibi olsa da, kafam dalıp gidiyor. Düşünmemeye çalıştıkça boynuma yapışıp kalıyor bazen bir sıkıntı... Büyümek bu galiba diyorum bazen... Neyse Allah’ ın izniyle geçecek hepsi. Takılmak istemesem de, bazen bu sıkıntılar oturuyor işte bazen üstüme...                               Kaderimizde seninle nasıl buluşmak yazıldıysa onu yaşayacağız elbet. Ama korkuyor ya bazen yürek, bu da insan olarak çaresizliğimizin bir sonucu herhalde küçüğüm.  O yüzden tek duamı Kabul etsin de Allah, esirgesin seni, bağışlasın sağlığınla bize.  Ben razıyım bana gelen her şeye...                                                                                                                                                     17:48

Yorumlar (0)
Bookmark and Share
BABA BİRMASAL ANLAT BANA -30.08.2014 - 6 Nisan 2015 Pazartesi

'İSİM DÜŞÜNMEK NE ZOR ŞEYMİŞ?'

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                30.08.2014

                               Cumartesi 15:29

                 İki gündür yine sessiz sedasın günler geçiriyorsun... İki gün önce attığın tekmeler, şimdi yerini bir sessizliğe bıraktı. Biz de haliyle bekleyiş içindeyiz. Aslında bazen aklıma şu takılıyor:

                 Ablanda, biz hergece konuşurduk onunla. En çok da ben. O sesimi duyduğunda hemen tepki verir, sallardı tekmelerini... Acaba Konuşmuyoruz diye mi sende hiç tepki yok acaba. Neyse artık seni de karşıma alıp güzelce bir konuşmanın vakti geldi... Bu böyle olmaz. Babalar konuşmaya başladı mı çocuklar dinlersmiley... Dur bakalım bu akşamdan itibaren seninle konuşacaklarımız var. Kendimi tanıtmanın vakti geldi artık...

                 Ha bu arada, bu sefer senin ismini ben koyacağım inşallah. Ablanda söz annenindi. Şimdi benim. Erkek olsaydın  Adın belliyid ezelden ama, süpriz yaptın be kızım. Şimdi düşünüyorum ne olsa adın diye. Geçen gün annenden bir öneri geldi DURU. Ama yağma yok. Bu sefer sıra ben de. Ona da söyledim zaten. Annen bana isim önerene kadar ben fikir beyan etmemiştim. Ama Annen Her zaman ki sabırsızlığıyla başladı bile şu olsun bu olsun diye. Ama dedim ya yağma yok. Önce ben önerilerimi sunacağım, içinden ikimiznde beğendi ortak bir isimde buluşacağız inşallah da... Bakalım zor bir süreç olacak belli. E beğenmezsen mi? Onu bilemem. Dünyaya Hoşgeldin kızım...

DERS 1: Hepimizin istediği, her zaman gerçek olmuyor. Bu da insanlığın kaderi...smiley

                 Neyse 19. Hafta da bitmek üzere artık bugün. 20 haftalık oldun bile... Şu 21. Haftayı da hayırlı haberlerinle alırsak İnşallah Allah’ ın izniyle... Sağlığına dair korkularımızda yerini iyi haberlerine bırakırsa, tüm dünya dertleri vız gelir artık bize... Neyse, Dünya dertleri derken, iş görüşmem var biraz sonra, bugünlük burada bitiricez. Akşam birebir seninle dertleriz artık prenses. (Ablan duymasın, bugünlerde o prenses olma sevdasında... ‘Babacım Bana prenses de!’ deyip duruyor. Duyarsa kızabilir.) 

 

                                                                           Bize geldiğinde koklaşmak dileğiyle....   15:45

Yorumlar (0)
Bookmark and Share
BABA BİR MASAL ANLAT BANA/ 28.08.2014 PERŞEMBE - 5 Nisan 2015 Pazar

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                          28.08.2014 Perşembe 09:46

              Bu iş güç koşturma arasında günler geçiveriyor aradan yazamadan.... Oysa o gün, bu günlüğe başlarken, neler anlatacaktım ben sana. 19. Haftadasın şimdi. Geçen hafta doktor kontrolüne gittiğimizde ‘önümüzdeki hafta hareketlerini hissetmeye başlarsınız’ demişti... Bugün ilk kez tekmelerini hissetti annen sonunda. Hafta başından beri bu anı bekliyordu. Sabah, yüzümü yıkarken seslendi birden bana, ‘Gel, gel’ tabi ilkine yetişemedim ben. Bekledim o kadar ama... Anlaşılan en az ablan kadar inatçı olma yolunda emin adımlarla ilerliyorsun sende... Neyse ikincisine yetiştim ama... İki küçük tekme... Şimdi zaman geçecek ve o karnın içindeki hareketlerini dışarıdan görmenin vakti gelecek.... Onları da kaydedeceğiz inşallah.

                    Aslında, senin bu dönemlerin biraz da, hafif bir korkuyla geçiyor ya neyse, biz her günümüzü dualarla senin sağlıklı bir şekilde gelişip, bize gelmen için geçiriyoruz... Allah’ ım seni esirgesin ve korusun herşeyden... Sağlıkla, umutla gel yanımıza....   09:55

Yorumlar (0)
Bookmark and Share
Dilerseniz Satın aldığınız Filmlerin Son halini Animagift Ofis'te misafirimiz olup, seyredebilirsiniz.
"www.animagift.com' da yayınlanan tüm hikayelerin kullanım hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz."

En Son Görüntülenenler | Ürün Karşılaştırma | Site Haritası | Kargo & İade | Gizlilik Bildirisi | Kullanım Şartları